Bu baÄŸlamda  “el-Necm el-Sakib” sitesinin de  aralarında olan Yemenli Medya çevreleri  yayınladıkları raporlarda Arabistan’ın Amerika ve bazı Arap iktidarların desteklerinden  yararlanmasına raÄŸmen Yemen’e karşı saldırgan siyasetlerindeki yenilgi boyutlarına deÄŸildiler.
Yemen’e saldırmak Suudi koalisyon için,  yüzlerce tank, zırhlı araç  ve askeri teçhizatın imha edilmesi ve Arabistan, BirleÅŸik Arap EmirliÄŸi  ve müttefiklerinden binlerce askerin ölümü ve yaralanmasından  baÅŸka bir getirisi olmadı. Amerika ve Arap ülkelerinin yeÅŸil ışığı ardından Arabistan’ın ele baÅŸlığında Suudi koalisyonun Yemen’e askeri saldırısı, ” Kararlılık Fırtınası” operasyonu adı ile 26 Mart 2015 tarihinde,  bu ülkenin müstafi ve kaçak cumhurbaÅŸkanı Abdrabe Mansur Hadi’yi  tekrar iktidar yapma bahanesiyle baÅŸladı. Fakat operasyonun baÅŸlamasından birkaç gün sonra baÅŸarısız kalması ardından adı “Umuda Dönüş”  ve daha sonra da ” Altın Mızrak” olarak deÄŸiÅŸtirildi.  Arabistan ve müttefiklerinin bölgede Yemen’e karşı yenilgiye uÄŸramış saldırısı, bizzat kendileri için ekonomi alanlarında ve özellikleri insani gücü açısından büyük hasarlara sebep oldu.
BaÅŸta Suudi Arabistan’da  Veliaht Prensi Muhammed Bin Salman, ülkede fiyatları yükselterek ve halkın geçim durumunu zorlaÅŸtırarak, onları yoksullaÅŸtırdı, böylece kendi vatandaÅŸlarını bir lokma ekmek için askeri teÅŸkilata katılmaya zorladı. Arabistan ordusu Yemen Ordusu ve Halkçı komitelere karşı ardı ardına aldığı yenilgiler ardından, baÅŸta Sudan ve Eritre olmak üzere özellikle Afrika ülkelerinden daha fazla paralı asker hizmetine alarak, Suudi askerler yerine savaÅŸa göndermeye çalıştı.  Fakat bu askerlerin cesetleri ülkelerine dönünce acılı aileler ülke yönetimlerini evlatlarını Yemen’e gönderdiÄŸi için kınadılar. Suudi rejimi aldığı ekonomi ve insani yenilgiyle bu sefer zorunlu olarak asker toplamaya baÅŸladı, öyle ki Arabistan halkının zor ekonomi durumlarını suistimal ederek durumdan kendi askeri hedefleri için yaralandı. Yemen savaşındaki son siyasi ve muharebe meydanındaki son geliÅŸmeler, her iki alanda Suudi saldırgan koalisyonun baÅŸarısızlıklarının devam ettiÄŸini gösteriyor. Suudi koalisyon Yemen’e dayattığı savaÅŸta hiçbir askeri ve siyasi hedefini gerçekleÅŸtiremezken üstelik savaÅŸtan önceki döneme göre hem siyasi ve hem meydan kabiliyetleri açısından daha zayıf bir konumda bulunuyor.
Batılı ve Arap müttefiklerine iki haftadan az bir sürede savaşın sona ereceÄŸine dair söz veren Arabistan,  halihazırda yaklaşık 3 seneden beri Yemen bataklığına saplanmış  ve bu yıpratma savaşı, baÅŸta Arabistan olmak üzere saldırgan hükümetlere dayattığı korkunç mali yük, bizzat büyük bir yenilgi sayılmaktadır. Suudi Arabistan ayrıca bu ülkeye askeri saldırı ile 90’lı yıllarda himayesinden çıkanı, Asir, Necran ve Cizan  gibi Yemen asıllı  eyaletlere Yemen güçlerinin girmelerine izin verdi. Söz konusu eyaletlerde Arabistan’ın himaye  dönemi sona erdiÄŸi zaman,  Arabistan yönetiminin dönem Yemen hükümetine verdiÄŸi rüşvetin ardından, Al-ı Suud  hanedanı’nın söz konusu 3 Yemen eyaletindeki iÅŸgalcilik konusu meskût bırakıldı ve Arabistan bu toprakları Yemen’e geri vermedi. Bu yüzden bu açıdan olaya bakıldığında bile Arabistan’ın yemen savaşındaki askeri karnesinde  bir baÅŸka yenilgi göze çarpmaktadır.
Arabistanlı siyasi aktivist Muctehid,  Bu bağlamda yaptığı açıklamada şöyle diyor:  Arabistan ordusu Yemen’e karşı savaşında askeri,  siyasi ve istihbarat açılarından yenilgiye uğramıştır ve yemen Ensarullah hareketi bu savaşın gerçek kazanan tarafıdır.
Âl-i Suud rejiminin,  Arabistan ve müttefiklerinin Yemen’e karşı aralıksız devam eden hava saldırılarında  inkılapçı Yemen  halkına karşı acizliÄŸi ve sivilleri katliam etmesi,  aynı zamanda El Kaide unsurlarına destek vermesi ve Yemen’de IŞİD’in faaliyeti için ortam hazırlaması,  bu rejimin Yemen inkılapçı halkına karşı acizliÄŸinin göstergesidir, zira Arabistan Yemen’de vekalet savaşının baÅŸlamasından itibaren bu savaşın kaybeden tarafı olmuÅŸtur.






