Dünya genelinde olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti coğrafyasının her noktasında Caferi fıkhına mensup milyonlarca vatandaşımız bulunmaktadır. Bu köklü camia 1970’li yıllardan önce çok az sayıda camiye ve din adamına sahip idi ki bunlar daha çok Iğdır, Kars ve Ağrı’yla sınırlı idi.
Daha sonra 1970’li yılları takiben batıya gerçekleşen göç dalgası bu kesimin de ülkemizin birçok şehrine ve Avrupa ülkelerine göç etmesine sebep oldu.
Batıya göç eden Âlimlerimizden birisi de Türkiye Caferileri lideri Hüccet-ül İslam Selahattin Özgündüz’dür. Özgündüz, halkın batıdaki geleceğini göz önünde bulundurarak İstanbul’a taşınıp Küçükçekmece ilçesinin Halkalı bölgesine yerleşti. Özgündüz mektebine ve halkına daha verimli olabilmek için yanına Iğdır doğumlu Hamit Turan hocamızı aldı böylece birlikte oluşturdukları verimli çalışmalar neticesinde büyük Zeynebiye Hareketi’ni oluşturdular. Özgündüz ve Turan Bu verimli çalışmaları neticesinde doğudan batıya göç edenleri kendi etraflarında toplamayı başararak başta İstanbul olmak üzere ülkemiz genelinde mescitler inşa etmeye karar verdiler. Zamanla çoğalan Âlimlerimiz ve halkımızın çoğalmasıyla “Lidersiz toplum, toplum olamaz” görüşüyle İstanbul da bulunan Âlimlerimiz ile halkımız Selahattin Özgündüz’e Türkiye Caferileri lideri unvanını verdiler.
Zaman ilerledikçe ve siyasi özgürlükler arttıkça, ihtiyacın da artması sebebiyle, ilim havzalarında eğitim gören âlimlerimizin de günbegün çoğalmasına sebep oldu ve camiamız daha da genişledi, Zeynebiye Hareketi semeresini göstermeye başladı.
Ülkemizdeki Caferi – Şii vatandaşlarımız 70’li yıllarda parmakla sayılacak kadar âlime sahipken bugün yaklaşık 300 âlimi vardır, o yıllarda yayımlanmış birkaç Türkçe eserin dışında herhangi bir yayına sahip değilken bugün Ehl-i Beyt Mektebi adına faaliyet gösteren birçok yayınevimiz ve yayımlanmış yüzlerce Türkçe eserimiz bulunmaktadır.
Özgündüz’ün önderliğinde Halkımız, kendi imkânları ile yaptırmış oldukları camiler, mescitler ve açmış oldukları yayınevleri ile genelde Türkiye toplumunun, özelde Caferilerin / Şiaların kültür ve inanç alanında gelişimlerini sağlamışlardır. Fakat yapılan bu çalışmaların daha verimli olabilmesi için yine Türkiye Caferileri lideri Hüccet-ül İslam Selahattin Özgündüz’ün önerisiyle Türkiyede ki birliğinsağlanması, siyasi anlanda toplumuzun sorunlarının giderilmesinde etkin olabilmesi için bir birlikteliğin oluşturulmasına ve âlimlerimizin çalışmalarında koordineyi sağlayacak, daha başarılı olmaları için hizmet sunacak ve tüm toplumumuzun sıkıntılarını giderecek bir kurumun oluşmasına karar verildi.
Büyük Birlikteliğin Sağlanması
Diğer taraftan Caferilik ve Ehl-i Beyt Mektebi’ne yönelik haberlerin, yazı ve görüşlerin her geçen gün medyada çoğalması, yönetilen soru ve eleştiriler ile bazen yapılan hakaretlere cevap verecek ve bu alanda savuma yapacak bir kurumun varlığını zaruri kılmaktaydı.
Ayrıca ülkemizde demokrasinin eskiye nazaran daha ileri seviyelere ulaşması ve birtakım açılımların kamuoyunda gündeme gelmesi ile birlikte; Türkiye’de bulunan Caferi ve Alevi âlimleri Mart 2010 tarihinde bir araya gelerek bir dizi müzakerelerde bulundular. Görüşmelerde Özgündüz’ün iyi niyetini suiistimal eden bazı kesimler sayesinde olumlu bir netice ve sonuç çıkmayınca, Zeynebiye Hareketi’nin âlimleri 07 Şubat 2012 tarihinde, kısa adı CÂBİR olan “ Caferi Alimler Birliği’ni” oluşturdular.
Ancak yasalar gereği yeni kurulan her derneğin ilk kurucuları geçici yönetim olarak sayıldığından, Caferi Âlimler Birliği diğer şehirlerde de bulunan âlimlerimizin üye olmasıyla birlikte 14 Temmuz 2012 tarihinde Halkalı Zeynebiye de üye olan âlimlerimizin tamamının katılımı ile gerçekleşen genel kurulda, 9 kişiden oluşan ilk yönetim kurulunu seçti.
Kısa adı Câbir olan Caferi Âlimleri Derneği bugün Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde görev yapan Caferi âlimlerin üye olduğu ve tabanı halka dayanan köklü bir âlimler derneğidir.
Böylece Câbir; gerek dünya genelinde, gerekse ülkemiz sınırları içerisinde bulunan Ehl-i Beyt Mektebi mensubu âlimlerimizin katılımıyla bir alimler birlikteliğine imza attı.
Çalışmalarımız hızla başladı
Caferi Âlimler Birliği (Câbir) faaliyetlerini yürütmek, halkımızla iç içe olmak, halkımızın, Camilerimizin ve zahmet keş âlimlerimizin sorunlarını gidermek, Ehl-i Beyt Mektebi çerçevesinde olumlu-olumsuz her türlü reaksiyonlar karşısında muhatap olmak ve inancını yaşatmak adına İstanbul’daki Caferi vatandaşların merkezi konumunda olan Halkalı Zeynebiye’yi derneğin merkez olarak seçtiler.
Caferi Âlimleri Derneği (Câbir), yurtiçi ve yurtdışından katılan âlimlerimiz, değerli müçtehitlerimizin temsilcileri, siyasiler, sivil toplum kurumları ve kıymetli halkımızın yoğun iştiraki ile resmi açılışını;
Vahdet Haftası olan 7 Şubat 2012 tarihinde yaptı. Çok kısa bir süre içerisinde âlimlerimizin, halkımızın, akademisyen ve siyasilerimizin özellikle devlet erkânının yakın ilgisi ile karşılaştı. Böyle birlikteliğin kurulması tüm kesimler tarafından özellikle Ehli Beyt dostları tarafından sevinç ve memnuniyet ile karşılandı.
Câbir’in Vizyon, amaç ve çalışma konuları
Caferi Alimler Birliği (Câbir) kuruluşunun ilk günlerinden itibaren kıymetli üyeleri ile yapmış olduğu istişareler sonucu şu hedefleri kendisi için belirlemiştir:
1- Ülke çapında toplumsal birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularının gelişmesini sağlamak.
2- Ülkemizde Caferi mezhebi ve Ehl-i Beyt’in doğru bir şekilde tanınmasını sağlamak.
3- Ehl-i Beyt Mektebi’ne yönelik yanlış anlama yahut yanlış bilgilendirilmeleri gidermek, kimi zaman da yapılan kasıtlı saldırılara İslami ahlak, Öz Muhammedi inanç ve akıl doğrultusunda, halkımızı tefrikaya düşürmeden cevap vermek, tepki koymak.
4- Özellikle de son zamanlarda İslam düşmanlarının bölgemizde çıkarmak istediği fitnenin karşısında; ümmet içindeki birliği ve İslam mezheplerinin birbirlerini daha doğru tanıyarak yakınlaşmasını sağlamak.
Çalışmalarımız
Yukarıda belirtmiş olduğumuz hedefler doğrultusunda, aşağıdaki faaliyetlerimize başlamış bulunmaktayız:
1- Medya Çalışmaları:
Bu alandaki ilk çalışmamız, tüm halkımıza ve özellikle de âlimlerimize hitap eden www.caferialimleri.com sitemiz olmuştur. Sitemizde dünyadan ve ülkemizden güncel haberler, ilmi, bilimsel makaleler, resim ve video galerisi bulunmaktadır. Her gün düzenli bir şekilde güncellenen sitemizde birbirinden kıymetli âlim yazarlarımızın makalelerini de bulabilirsiniz.Türkiye’de toplumumuz ve özellikle Alevi vatandaşlarımız için bir ilk niteliğinde olan ve haftada iki kez canlı olarak yayınlanan Cem TV de her hafta farklı âlimlerimizin konuşmalarından faydalanmak ve bir diğer çalışmamız ise, www.zeynebiye.tv sitemizdir. Sitemizde günlük haberler, Ehl-i Beyt Mektebi âlimlerimizin konuşmaları, İslam öğretilerini dersler halinde anlatmakta ve güncel meseleleri
yetkin bir şekilde değerlendirmektedir. Bunların yanı sıra Caferi Alimler Birliği – CÂBİR – adında Twitter, Facebook ve İnstagram sayfalarımız bulunmaktadır.
2 – Cami Çalışmaları:
Önceden de belirtildiği gibi Câbir Türkiye’de bulunan Ehl-i Beyt mektebi âlimlerin üye olduğu bir kuruluştur ve bilindiği üzere her âlimin en önemli görevlerinden biriside mescit ve cami yaptırmak, insanlara ibadet mekânı yaparak halkı toplamak, ibadi ve kültürel çalışmaların merkezi olarak mescit ve camileri karar kılmaktır. Nitekim Camilerimizde Hz. Peygamber efendimiz (s.a.a.) ve mutahhar Ehl-i Beyti’nin doğum ve şahadet günleri yanı sıra diğer programlar da yapılmaktadır.
Bu doğrultuda en önemli çalışmalarımız arasında camiamızın ihtiyaç duyduğu yerlerde mescit ve cami yaptırmak, var olan camilerin sorun ve sıkıntılarını gidermek, düzenli olarak her yıl bir ilimizde derneğimizin katkılarıyla programlar, paneller ve seminerler düzenlemektir.
En önemli hedeflerimizden birisi ise şartlar ve imkânlar dâhilinde yeni yetişen nesillerimiz ve gençlerimizin dini eğitimini geliştirmek amaçlı Kur’an kursları ve özel eğitim kurumları açmaktır. Çocuklarımız için ise özel kolej açarak çocuklarımızı daha emin ellerde yetişmesini sağlamak ve böylece hem toplumumuza ve hem de ülkemize faydalı bireyler yetiştirmektir.
3 – Kültürel faaliyetler:
Kültürel faaliyetler bölümümüz halkımıza yönelik genel konferanslar ve âlimlerimize yönelik bilimsel kurs, panel ve seminerler düzenlemektedir.
Bunlardan ilki “Uluslararası Hz. Peygamber’in Doğumu ve İslami Vahdet” toplantısı, Gadir-i Hum bayramı ile İmam Hüseyin’in Erbain programlarıdır. Bu toplantılara halkımızın yoğun ve geniş katılımı
ile birlikte yurt içi ve yurt dışından âlimlerimiz ve akademisyenler de iştirak ediyorlar.
Ayrıca coğrafyamızda gerçekleşen İslami uyanışlar ve bunun karşısında İslam düşmanlarının bu uyanışları yanlış aksettirmeleri ve engellemeye çalışmaları, derneğimizi “İslami Uyanış ve Ortadoğu’daki Gelişmeler” konulu bir sempozyum düzenlemeye itmiştir. Sempozyuma Türkiye Caferileri lideri Hüccet-ül İslam sayın Selahattin Özgündüz’ün yanı sıra yurt içinden ve yurt dışından alimler ve akademisyenler katılarak görüş alışverişinde bulundular. Almış oldukları kararları “İslami Vahdet Manifestosu” adı altında olarak deklare ettiler.
Bu bağlamda derneğimiz, düzenlediği Gadir-i Hum, Erbain ve Vahdet Haftası programlarını her yıl geleneksel olarak İstanbul, Kars ve Iğdır da düzenleme kararı almıştır. Bu üç uluslar arası ve büyük konferansların yanı sıra, mevsimlik eğitim ve bilgilendirme seminerleri de düzenleyecektir.
Üyelerimizin yararlanmaları ve boş zamanlarını değerlendirebilmeleri için lokal, yurt, pansiyon, misafirhane, kütüphane, dershane, kurs, okul, ilmi araştırma ve geliştirme merkezleri ile kamp ve dinlenme tesisleri açmak, sosyal ve kültürel tesisleri kurmak ve bunları tefriş etmek.
4-Eğitim Çalışmaları:
Caferi mezhebini ve Hz. Peygamber efendimizin Ehl-i Beyt’ini daha ileri seviyelere çıkarmak, dinî değerlerimizi muhafaza altına almak, genel kültürümüzü zenginleştirmek ve daha da önemlisi toplumumuzun şehirleşme ve globalleşme ortamında kendi inançlarına yabancı kalmasını önlemek amacıyla eğitim ve öğretim alanında da adımlar atmak amacıyla geçtiğimiz yıllarda değerli liderimizin öncülüğünde Türkiye Milli eğitim bakanlığı ile yapılan uzun istişare ve görüşmeler neticesinde, Türkiye’de, Ehl-i Beyt Camiası içerisinde şimdiye kadar atılmayan veya bazı siyasî durumlar nedeniyle atılamayan bir ilke imza atmak üzere ilköğretim ve lise düzeyinde din kültürü ve ahlak bilgisi kitaplarına mevcut mezheplerin yanı sıra Caferi mezhebini de bir hak mezhep olarak koydurup
vatandaşlarımıza tanıtmış olduk.
5-Tebliğ Çalışmaları ve Mübelliğ Gönderimi:
Bilindiği üzere âlimlerimiz Nebevi misyonun sorumluluğunu üstlenmiş durumundadırlar. Onların en önemli amacı toplumları din, hakikat ve dünya-ahiret saadetini sağlayacak değerler ile tanıştırmaktır. Diğer taraftan halkımız bu üstün öğretileri onlara anlatacak, kemal yolunda ilerleyişte onlara yardımcı olacak âlimleri talep etmektedirler.
Bunun için derneğimiz kalıcı âlimi bulunmayan yerler ile âlimlerimiz arasında koordineyi sağlamaktadır. İstenildiği zaman ve özellikle de Ramazan ve Muharrem ayları ile yaz tatillerinde ülkemizin birçok bölgesine âlim göndermekte ve tebliğ çalışmalarına katkı sağlamaktadır.
6- Araştırma ve Yayıncılık Çalışmaları:
Şu anda Türkiye’de yüzlerce yayınevi bulunmakta ve kendi ideolojileri doğrultusunda yayınlar yapmaktadırlar. Kitabın ve kitap okumanın önemini göz önünde bulundurmakla birlikte, Câbir’e göre Ehl-i Beyt Mektebi’ni en güzel şekilde tanıtabilme ve yanlış bilgilendirilmelerin önüne geçme, cevap verebilmek için; mektebimizin kaynak eserlerini Türkçeye kazandırılması gerekmektedir.
Hamdolsun bu alanda çalışmalar yapan güzide kurumlarımız bulunmaktadır. Câbir bu yayınevleri ve araştırma merkezleri ile koordineli çalışarak; ihtiyaçların belirlenmesinde, doküman hazırlığında ve ülke çapında dağıtımı konularında tam destek verecektir.
İstek ve temennimiz
Son olarak; bizler, Câbir olarak, değerli liderimizin önderliğinde camiamızla ve camiamızda oluşan diğer derneklerle elele ve gönül birliğiyle çok iyi yerlere geldiğimize ve bundan sonra da bir öncekinden daha çok güzel yerlere geleceğimize inanıyoruz. Bu, sadece belirli bir kesimin değil, Türkiye ve Avrupa’da ikamet eden Caferi Âlimleri’nin büyük katılımıyla elde edilen ve şimdiye kadar benzeri olmayan pek kıymetli bir birlikteliktir.
Tüm halkımızdan ve âlimlerimizden temennimiz; bizleri uzaktan değil, yakından takip etmeleri, çekincelerini veya eleştirilerini, olması gereken şekliyle ve iyi niyet çerçevesinde bizlere bildirmeleri; bu oluşumun her biri birer “değer” olan âlimlerimiz için kuşatıcı ve kapsayıcı bir oluşum olduğunu, bu derneğin kendi dernekleri olduğunu ve kapısının her daim kendilerine açık olduğunu bilmeleridir.
Umarız bu derneğimiz, Allah’ın hoşnutluğunu, Mevlamız İmam-ı Zaman’ın (a.f) yüzünü güldüren, Ehl-i Beyt Mektebini takip eden Zeynebiye Hareketi çizgisinde ilelebet hareket eden bir oluşum hâline gelir ve halkın özlemle beklediği hem Alimler hemde toplum içinde “tam bir birlikteliği” sağlar.