Kazakistan’ın başkenti Astana’da iki günlük Suriye konulu 5. tur görüşmeleri devam ediyor.
İkili ve üçlü formatlarda yapılan teknik görüşmelerin ana gündeminin, geçen turda kararlaştırılan gerilimi azaltma bölgelerinin kesin sınırlarının ve sınırlar boyunca oluşturulacak güvenlikli bölgelerin belirlenmesi olduğu açıklandı.
Söz konusu konularda şu anki görüşmelerde bir ilerleme sağlanabilir mi? Bu konuda esas engeller neler? Astana görüşmelerinin şu anki turunun özellikleri neler? Ne gibi hedefleri olmalı?
Konuyla ilgili konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Dış Politika ve Güvenlik Politikası eski Danışmanı, askeri uzman, emekli Deniz Kurmay Albayı Prof. Dr. Celalettin Yavuz, şu değerlendirmelerde bulundu.
Astana görüşmeleri çerçevesinde ağırlıklı olarak Rusya, Türkiye, İran ve Esad rejimi var. Bu bağlamda Astana görüşmeleri öncesinde Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’nun Türkiye’ye gelip Türkiye’nin Suriye politikasında doğrudan ilgili kişilerle görüşmesi Astana görüşmeleri açısından son derece önemli.
Astana görüşmelerinin 5. turu şu bakımdan da önemli: şu an IŞİD terör örgütü, Irak ve Suriye’de daha önce işgal etmiş olduğu topraklardan artık atılmakta. Irak’ta mesela merkezi hükümet, Musul’un artık birkaç hafta içerisinde IŞİD’den temizleneceğini söylüyor. Anladığımız kadarıyla Rakka’da da çok önemli bir IŞİD militanı yok. Burada biraz oyalama yapılıyor gibime geliyor. Çünkü Rusya Savunma Bakanlığı, birkaç hafta önce açıklamış olduğu gibi özellikle Rakka’nın güneyinde Deyr ez Zor bölgesine yakın yerlerde IŞİD’in yuvalandığı yerlere yapmış olduğu hava harekatıyla IŞİD militanlarını ve hedeflerini yok etmişti. O zaman Rusya Savunma Bakanlığı, Suriye Demokratik Güçleri’nin ki, sayısının % 80’ni YPG’li, IŞİD’le anlaşarak IŞİD militanlarının Rakka’dan kaçmalarına göz yumulduğu şeklinde açıklamaları vardı.
Dolayısıyla Rakka’daki operasyonda da sonuna doğru gelinebilir. Sona gelindikten sonra ne olacak? Bu bölgelerin kime verileceği hala belli değil. Amerika Birleşik Devletleri’nin her ne kadar Türkiye’yi inandırmak için Savunma Bakanı James Mattis tarafından Türk Savunma Bakanı Fikri Işık’a bir mektup yazılsa da ve bu mektupta “YPG’yi biz Rakka’dan sonra yeni bir oluşumda kullanmayacağız” ve “YPG’ye verilen silahların Türkiye’ye zarar verecek hale getirilmeyeceğine dair sözler” verilse de Türkiye’nin endişeleri devam etmektedir.
Yani Rakka sonrası Suriye’nin geleceği, Amerika’nın tutumuna bağlı olarak soru işaretleriyle dolu. Bence Astana’da yapılması gereken, Suriye politikasında Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan Türkiye’nin, ne yapıp edip özellikle Rusya’nın arabuluculuğu sayesinde Esad rejimiyle bir araya getirilmesidir.