SORU: Caferi mezhebine göre takiyye nedir? Beni aydınlatan bir arkadaşa şimdiden teşekkürler.
Takiyye ve takva aynı kökten olup Arapça itteka ve veka kökünden alınmışlardır ve korunmak ve sakınmak anlamınadırlar. Şu farkla ki takiyye genelde insanlardan korkmak, sakınmak anlamında kullanılır.
Takiyyenin fikhi anlamına gelince, Ehlibeyt mektebinin büyük fıkıh alimlerinden olan Åžeyh Ensari Takkiye adli risalesinde Takiyye’yi söyle tarif etmiÅŸtir: “Takiyye baÅŸkasından gelebilecek zarardan korunmak için, ona hakka uygun olmayan bir söz veya davranışla uyum saÄŸlamaktır.” BaÅŸka bir ifadeyle takiyye bir kafir veya zalimin korkusundan kendi inancını gizleyip zahirde onunla uyum saÄŸlamaya denir.
Takiyye’nin meÅŸru olduÄŸunun delilleri:
1. Kur’an:
Allah Teala şöyle buyuruyor:
“Firavun ailesinden olup imanını gizleyen bir adam şöyle dedi: Siz bir adam ‘Rabbim Allah’tır diyor,’ diye öldürecek misiniz…”(Gafir Suresi: 28)
İmanı gizlemek takiyye ile mümkün olur ve bu ayette bu tavır övgü ile anılmıştır.
Yine buyurmuÅŸtur ki:
“Müminler müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa artık onun Allah nezdinde hiçbir deÄŸeri yoktur; ancak kafirlerden gelebilecek zarardan korunarak yaptığınız dostluk baÅŸkadır.” (Ali Ä°mran: 28) Yine buyurmuÅŸtur ki:
“Kim iman ettikten sonra Allah’ı inkar ederse -kalbi iman ile dolu olduÄŸu halde (inkara) zorlanan baÅŸka- fakat kim kalbini inkara açarsa, iÅŸte Allah’ın gazabı bunlaradır…” Nahl 106
Bu ayetlerde takiyyenin meşru olduğu açıkça beyan edilmiştir.
Gerçi bu ayetler kafirlere karşı takiyye konusunda nazil olmuştur, ancak hiç şüphesiz zalimlere karşı takiyyenin de meşruluğunu ispatlamaktadır. Çünkü her ikisinde de zalimden gelebilecek bir zarardan korunmak için kendi inancını gizlemek ölçüsü mevcuttur. Küfürle zulmün bu hükümde değişecek bir yönü yoktur.
2. Hadis:
Resulullah (s.a.a)’den nakledilen ve “Ãœmmetten iztirar (çaresizlik) durumlarının günahı kaldırılmıştır” diye nakledilen sahih hadis yine takiyye’nin meÅŸruluÄŸunu hiçbir kuÅŸkuya yer bırakmadan ispatlamaktadır.
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur:
“Takiyye müminin siperidir. Takiyyesi olmayanın imanı yoktur.”
Ehlibeyt imamlarından takiyyenin meşru olduğu hatta yerine göre (canı korumak vb. durumlarda) asla terk edilmemesi gereken bir farz olduğuna dair bir çok sahih hadis mevcuttur. İsteyen Kafi kitabını 2. cildine ve Vesailuşşia kitabının 16. cildine müracaat edebilir.
Ehlibeyt mektebinin uleması arasında takiyyenin meşruluğu hakkında görüş birliği vardır.
Åžunu da hatırlatmak gerekir ki Åžeyh Ensari’nin de takiyye adlı risalesinde açıkladığı üzere takiyye hüküm olarak beÅŸ kısama ayrılır:
1. Farz takiyye (Korunması farz olan bir canı korumak için yapılan takiyye)
2. Haram takiyye (Kendi canını korumak için başka birinin kanını dökmek durumundaki takiyye.)
3. Müsatehap takiyye (riayet edilmediği taktirde fiili bir zarar söz konusu olmayan ama ileride zarara maruz kalmaya zemin hazırlayan takiyye)
4. Mekruh takiyye
5. Mubah Takiyye
Takiyyenin hükümleri teferruatıyla Ehlibeyt mektebinin fıkıh kitaplarında yazılmıştır. İsteyenler bu fıkhi kaynaklara müracaat edebilirler.