İngiliz Midlle East haber sitesi bu anlaşmazlığı ifşa eden medya organı oldu. Arabistan ve Mısır gayet tabi ABD’nin talimatı üzerine Ürdün kralı ve ayrıca Filistin özerk teşkilatı başkanından yaklaşık üç hafta önce İstanbul’da düzenlenen Kudüs zirvesine katılmamalarını istediler, fakat başarılı olamadılar. Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Kahire’de görüştüğü Mahmut Abbas’tan İslam işbirliği teşkilatının İstanbul’da düzenlediği zirveye katılmamasını istedi. Sisi böylece bu zirvenin önemini azaltmak istemişti. Ancak, Abbas Sisi’nin bu talebini reddetti. Aynı talep Ürdün kralı ikinci Abdullah’tan edildi ve Arabistan kralının emri kendisine bildirildi, fakat o da bu talebe hayır dedi.
Peki ama neden Ürdün Suud hanedanının gazabına uğradığının gerçek nedeni nedir?
Aslında Kudüs ABD Başkanı Trump tarafından çakma İsrail rejiminin başkenti ilan edildikten sonra Amerika’nın bir çok Batılı müttefiki bu karara sert tepki gösterdi. Ancak Arap ve İslam ülkeleri arasında en sönük tepki kendini İslam aleminin ana yurdu ilan eden ve bir de Arap İslam ülkelerinin efendisi olduğunu iddia eden Arabistan rejiminden geldi. Gerçekte Suud hanedanı Kudüs konusunda güçlü tepki vermek bir yana, hatta uzlaşma planlarını kabul etme ihtimalinden söz etmeye başladı ve Arap müttefiklerini da işgalci rejim İsrail’in şartlarını yavaş yavaş benimsemekle yükümlü hale getirdi. Bu arada şimdiye kadar bir çok konuda Suud rejimi ile aynı safta yer alan Ürdün bu kez Kudüs konusunda Arabistan’dan farklı bir tepki sergiledi. Arap birliğinin dönem Başkanı olan Ürdün kralı Amerika’nın kararına karşı bölgesel bir ittifak ve dayanışma kurmaya çalıştı. Aslında Ürdün Filistin’in komşusudur ve daha da önemlisi Beytulmukaddes’te İslami kutsal mekanların mütevellisidir. Bu durum Ürdün’ün Filistin davasında eksen bir konumu bulunmasına yol açmıştır. Bu yüzden Ürdün’ün Kudüs konusunda geri adım atması, üstlendiği sorumluluklardan geri adım atması anlamına gelecektir. Ancak Ürdün’ün Kudüs kararına karşı çıkması Suud hanedanını incittiği ve yine bu hanedanın Kudüs konusunda ciddi tepki vermemesi de Ürdün’ü Filistin meselesinde konumunu olumsuz yönde etkilemesinden kaygılandırdığı anlaşılıyor. Bu arada Ürdün’ün sürekli Arabistan’ın mali yardımlarına bağımlı olduğunu da unutmamak gerekir. Buna göre şimdi Ürdün’ün bu yardımları kaybetmemek için Filistin konusunda tavır değiştirip değiştirmeyeceğini bekleyip görmek gerekir.