ABD’de Kongre’nin, Türkiye’ye karşı yaptırım kararı almaya hazırlandığı iddia edildi. Buna göre, yaptırım listesine konulması için tartışılan isimler arasında adalet bakanı dahil bazı siyasetçiler, hakim ve savcılar bulunuyor.
Hürriyet’ten Cansu Çamlıbel’in bugün yayımlanan ‘Yumurtaların üzerinde yürümek’ yazısı şöyle:
“Türkiye’nin Suriye’de Afrin’e yönelik Zeytin Dalı operasyonunda ikinci hafta sona ererken Ankara ile Washington arasındaki gerilim kontrollü biçimde devam ediyor.
Amerikan yönetimi, adım atmadan Türkiye’yi başından beri tamamen karşı olduÄŸu Zeytin Dalı operasyonunu sonlandırmaya ikna edemeyeceÄŸinin farkında. Öte yandan Suriye’de sahada Rusya ve Ä°ran ile kıran kırana rekabeti sürerken kendisine savaÅŸ kazandıran Suriye Demokratik Güçleri (SDG) içindeki en kritik unsur olarak gördüğü YPG’lileri küstürüp kaybetmeye ÅŸu an için hazır deÄŸil. O nedenle de ÅŸimdilik sadece Suriye’de Türk ve Amerikan askerlerinin birbirine silah çekmesine neden olacak bir sıcak çatışma senaryosunu önleme peÅŸinde.
‘BASKIN SEÇİM Ä°HTÄ°MALÄ° SATIN ALINAN BÄ°R SENARYO’
Hem Pentagon’da hem de ABD DışiÅŸleri’nde ortak kanaat TSK’nın Afrin hattında en az yaz aylarına kadar kalacağı yönünde. ABD baÅŸkentinde ÅŸu sıralar en çok konuÅŸulan ÅŸey CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın 15 Temmuz darbe giriÅŸiminin ikinci yıldönümüne denk gelecek ÅŸekilde baskın bir genel seçim hazırlığı içinde olduÄŸu. Washington’da Türkiye dosyasına bakanlar ErdoÄŸan’ın Suriye’de ÅŸahin bir politikayla milliyetçi seçmen tabanını kendi arkasında konsolide etmeyi hedeflediÄŸi tezinden hareketle ÅŸimdi olmasa da olası bir yaz seçiminin hemen öncesinde TSK’nın Menbiç’e yönelik bir aksiyona geçebileceÄŸini düşünüyor.
Türkiye’nin Suriye’deki operasyonu Menbiç’e doÄŸru geniÅŸletmesinin Amerikalılar açısından kabus senaryosu olmasının sebebi Türk askeriyle çatışmanın kaçınılmaz olması deÄŸil.ABD bugüne kadar Suriye’de Rusya’yla bile birkaç kez jetlerinin dramatik olarak kafa kafaya gelmesi dışında karada bir çatışma ortamını baÅŸarıyla engelledi. Türkiye ile ABD gibi iki NATO müttefikinin sıcak çatışma ihtimalini engelleyebilmesi için güçlü mekanizmalar var. Nitekim bu mekanizmalar devreye sokulmuÅŸ durumda.
‘PENTAGON’UN ASIL ENDÄ°ÅžESÄ° BAÅžKA’
Pentagon’un çatışmaktan daha büyük endiÅŸesi Türkiye’nin Afrin’de yürüttüğü operasyona açıktan bir tavır almayarak zaten kızdırdığı YPG’lilerin DEAÅž’la mücadeleden çekilerek bütün insan kaynağını TSK operasyonlarına yanıt vermeye yönlendirmesi ihtimali. Güvenlik bürokrasisi böylesi bir sürecin Suriye’de cihatçılarla Amerikan askerleri yerine Kürtlerin savaÅŸmasını öngören 4 yıllık stratejiyi yerle bir etmesinden endiÅŸe ediyor. Kabus senaryosu olarak gördükleri bu durumun Kürtlerin de Suriye’deki diÄŸer kritik aktörler gibi zaten halihazırda iliÅŸki içinde oldukları Moskova’ya yanaÅŸmasına neden olabileceÄŸini düşünüyorlar.
‘1 MART BENZETMESÄ°’
PKK/YPG meselesinde Türkiye’ye daha yakın tezleri savunan Amerikalı diplomatların sistemin hep sesi daha cılız çıkan tarafında kalıyor olmaları bundan. Pentagon Türkiye’nin olası Menbiç operasyonuna salt taktik bir savaÅŸ vizyonuyla karşı çıkarken ABD DışiÅŸleri’nin baÅŸka bir derdi daha var. Diplomatlara göre Pentagon’un öngördüğü kabus senaryosu gerçekleÅŸir de ABD’nin Kürtler üzerine kurduÄŸu DEAÅž’la mücadele stratejisi çökerse bu aynı 1 Mart tezkeresinde olduÄŸu gibi Türkiye’yi kritik bir savaşın gidiÅŸatını deÄŸiÅŸtirmekle suçlayan bir algının devlet kurumlarına iyice çöreklenmesine neden olabilir.
Amerikalı diplomatların bu tür söylemleri Türkiye’yi Suriye’de daha geniÅŸ çaplı bir operasyondan caydırmak için kullanıyor olmaları olaÄŸan. Bunlar diplomaside baÅŸvurulan taktikler. Ancak Türk-Amerikan iliÅŸkileri 2003’ten farklı olarak zaten dip noktasına yakın bir yerde seyrettiÄŸi için bu söylemlerin Türkiye üzerinde etki yapmasını beklemek hiç gerçekçi deÄŸil.
Dahası Amerikan kurumlarındaki ve kamuoyundaki halihazırdaki negatif Türkiye algısının olumluya dönmesi Pentagon’un kabus senaryosu gerçekleÅŸmese bile çok zor. ABD Kongresi tarihinin en Türkiye karşıtı dönemini yaşıyor. Türkiye’ye hala belli ölçüde yakınlığını koruyan az sayıdaki siyasetçi durumun vahametini şöyle özetliyor; ‘Türkiye’ye yönelik alerji o kadar üst seviyede ki Ermeni tasarısı bugün gelse kimse tutamaz büyük çoÄŸunlukla oylanır.’
‘ABD KONGRESÄ°’NDE TÃœRKÄ°YE İÇİN MAGNÄ°TSKY LÄ°STESÄ° HAZIRLIÄžI’
ABD Kongresi’nde Trump yönetiminin Türkiye’ye hem S-400’ler, hem de baÅŸta Pastör Andrew Brunson olmak üzere Türkiye’deki tutuklu Amerikalılar ve Amerikan personeli yüzünden yaptırım uygulaması gerektiÄŸini savunan ciddi bir damar var. S-400’ler için Türk savunma sanayiini hedef alabilecek olası yaptırımlar Trump’ın Rusya’ya yönelik genel yaptırımların uygulamasını ağırdan alıyor olması nedeniyle ÅŸimdilik bir süre ötelenmiÅŸ gibi gözüküyor.
Ancak Türkiye’yi hedef alabilecek asıl yaptırımlar önümüzdeki haftalarda yargı alanından gelebilir. ABD Kongresi 2012 tarihli Magnitsky Yasası çerçevesinde bazı Türk devlet yetkililerine yönelik yaptırımları tartışıyor. Adını 2009 yılında Moskova’daki bir hapishanede ölen yolsuzluklarla mücadele avukatı Sergey Magnitsky’den alan yasa insan hakları ihlallerine karışan yabancı hükümet ve devlet yetkililerinin ABD’deki mal varlıklarının dondurulmasını ya da ABD’ye seyahatlerinin engellenmesine imkan veriyor.
Kongrenin amacı Pastör Brunson’ın tutukluÄŸuna neden olan kiÅŸilerden oluÅŸan bir liste hazırlayarak ABD DışiÅŸleri Bakanlığı’na göndermek. Yaptırım listesine koymak için tartışılan isimler arasında adalet bakanı da dahil bazı siyasetçilerin, hakim ve savcıların olduÄŸu dedikodular arasında. Ancak Magnitsky Yasası çerçevesinde hazırlanacak listenin yargıdan ziyade ekonomiyi hedef almasını savunan alternatif bir görüşün de olduÄŸu konuÅŸuluyor.
‘GEREKENÄ° SÄ°Z YAPMADINIZ, BÄ°Z YAPACAÄžIZ’
Kongre nihayetinde o listeye kimin ismini koyarsa DışiÅŸleri ve Hazine Bakanlıkları adım atmak ve listeyi yayınlamak zorunda. Yasa böyle diyor. ABD DışiÅŸleri’nin Türkiye’de tutuklu Amerikan personelinden ya da Amerikan vatandaÅŸlarından hiçbirini kurtaramadan Türkiye’de vize hizmetlerine geri dönme kararına kızgın olan Kongre adeta ‘Gerekeni siz yapmadınız, biz yapacağız’ havasında.
Arka planda diÄŸer siyasi sorunlar daha da çetrefilli bir hal alarak derinleÅŸirken ABD yönetiminin Türkiye ile Suriye zeminindeki denge arayışında boÅŸa düşmesi düşük bir ihtimal deÄŸil. Bu hafta Turkish Heritage Foundation tarafından düzenlenen panelde dinlediÄŸim Amerikalı General James Conway son haftalarda Trump yönetiminin Ankara ile Kürtler arasında yürüttüğü Afrin diplomasini ‘Tillerson ve Mattis yumurtaların üzerinde yürüyor’ diye tanımladı. Aynı Conway’in dediÄŸi gibi Amerika Suriye’de yumurtaların üzerinde yürüyor. Kimsenin yumurtasını kırmadan bu iÅŸten sıyrılması da zor gözüküyor.