Siyonist rejim ordusunun son yirmi yıldaki en geniÅŸ çaplı tatbikatının baÅŸlaması ile ve aynı zamanda direniÅŸin Suriye-Lübnan sınırında teröristlere karşı zafer elde etmesinin ardından Arabistan, Lübnanlıları Hizbullah’ın yaptığı her ÅŸeyin Lübnan’a da etki edeceÄŸini söyleyerek tehdit etti.
El Akhbar Gazetesi bir raporunda konu hakkında şöyle yazdı; Arabistan, direniÅŸin Lübnan’ın doÄŸu tepelerinde bu yıl elde ettiÄŸi zaferin ardından, tıpkı 2016 yılındaki 33 günlük Ä°srail-Lübnan Savaşı’nda davrandığı gibi davrandı ve Hizbullah’tan intikam almak isteyen biri gibi hareket etti. Ä°srail’in 11 yıl önce Lübnan’a karşı düzenlediÄŸi planda baÅŸarısız olmasından sonra Arabistan, sonu olmayan bir kumara girdi ve Lübnanlılarla savaÅŸ baÅŸlatma noktasına kadar, Hizbullah’a karşı geldi. Ama bu kumarda yenildi.
Haberin devamında şöyle yazdı; Bugün direniÅŸin IŞİD projesini ki Lübnan’ı Akdeniz’e açılan bir köprüye dönüştürme planıydı, yenilgiye uÄŸratmalarındaki baÅŸarılarının ardından, Arabistan tekrar geri döndü. Ama Riyad bu sefer gizli bir ÅŸekilde gelmedi, aksine Lübnanlıları açıkça tehdit etmeye baÅŸvurdu.
Arabistan PadiÅŸahı’nın Fars Körfezi Konuları Danışma Bakanı Samir El Subhan, Twitter sayfasında, Hizbullah’ın yaptığı ÅŸeyin, ümmetin içinde insan katliamı yapmak olduÄŸunu ve bunun Lübnan’a büyük etkileri olacağını iddia etti. Lübnanlıların Hizbullah’ın yanında mı yoksa karşısında mı olacaklarını seçmeleri söyleyen El Subhan, “Arapların kanı ‘deÄŸerlidir'” dedi.
El Subhan, Arabistan’ın Irak büyükelçisiydi ve kesin ve katı tutumundan dolayı ülkeden atılmıştı. Åžu anda da bölge ülkeleri arasında Ä°ran ile mücadele rolünü üstlenmiÅŸ durumda.
El Akhbar haberin devamında şöyle yazdı; Öyle görünüyor ki Arabistan’ın giriÅŸ ÅŸifresi 14 Mart ittifakını yeniden bir araya toplamak olacak. Öyle ki El Ketaib Partisi haftalık bildirisi ile son zamanda Lübnan’ın yaptığı Arsal bölgesi anlaÅŸmasına yönelik devleti eleÅŸtirdi ve hükümet teröristleri tutuklayacağına ve onları ilgili taraflara teslim edeceÄŸine, Hizbullah ve Suriye devleti ile bir anlaÅŸma yaparak, teröristlerin saÄŸ salim Lübnan sınırından çıkmalarını saÄŸlamalarını istedi.
Karşı tarafta ise “DireniÅŸe Vefa” partisi temsilcisi Nevaf Musevi, BaÅŸbakan Saad El Hariri, El Ketaib Partisi BaÅŸkanı Sami El Cemil (ismini vermeden) ve aynı zamanda eski CumhurbaÅŸkanı Michael Süleyman’a karşı sert açıklamalarda bulundu ve iddialarına cevap verdi.
El Hariri’nin Paris’te Suriyeli mülteciler ile ilgili yaptığı açıklamaları sadece kendi düşünceleridir, Lübnan Devleti’nin deÄŸil. Biz Suriye devletini resmi ve yasal bir devlet olarak kabul ediyor ve Arabistan’ın cinayetlerini kınıyoruz. Ancak Arsal tepeleri ile ilgili ÅŸunu söylemeliyiz ki 14 Mart ittifakı hiçbir zaman bu topraklara karşı “iÅŸgal edilmiÅŸ” gibi davranmadı. Aksine Lübnan ordusunun yargılanmasını istedi. Michael Süleyman, IŞİD teröristlerinin Lübnan topraklarını terk etmelerine izin verilmemeliydi diyor. Ben kendisine ÅŸu soruyu soruyorum: Åžakir El Abesi nereye gitti ve neden yargılanmadı? Neden yanındakiler yargılanmadılar?
Filistin asıllı Ãœrdünlü ve katı Selefi olan Åžakir El Abesi liderliÄŸindeki tekfirci bir grup “Feth-ul Ä°slam” adında bir video yayınlayarak, 2007 yılında Lübnan ordusu ile ülkenin kuzeyinde bulunan Nehr-ul Barid askeri bölgesinde silahlı çatışmaya girmiÅŸlerdi.