Beyrut’ta düzenlenen Kuneytra şehitlerinin yıldönümü merasiminde konuşan Lübnan Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah, ilk önce şehitlerin aileleriyle yakınlarına başsağlığı diledi.
Nasrallah bu törende şöyle konuştu: Bu şehitlerin yaptığı fedakarlıklar olmasaydı şimdiki güvenliğe ulaşamazdık. Şehitlerin ülkemiz ile bölgedeki önemine değinmemiz lazım. Şehitlerin döktüğü kanlar, ülkemizin özgürleşmesi ile esirlerimizin serbest bırakılmasının yanı sıra DEAŞ ve tekfirci örgütlerin hezimete uğraması üzerinde belirleyici bir etkendi.
Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri ilaveten ABD’nin Hizbullah karşıtı iddialarına işaret ederek, “Amerika’nın Hizbullah’a yönelttiği narkotik kaçakçılığı suçlaması tamamen mesnetsizdir. Zira bu ticaret İsrail’e yönelik yapılsa bile bizim açımızdan haramdır ve bu iddia ise bize karşı açılan birer savaştır. Halbuki hizbullah, teröre karşı mücadele eden en önemli güçlerden biridir” ifadelerinde bulundu.
İşgal altında tutulan toprakların 13 sınır noktasında İsrail ile ortaya çıkan anlaşmazlıklara da değinen Nasrallah, sözlerini şöyle sürdürdü: İsrail’e Lübnan’ın uyarılarını ciddiye almasını tavsiye ederim. Aksi takdirde direniş güçleri bu konudaki görevlerini yerine getirerek Lübnan devletiyle ordusunun yanında yer alacak.
Lübnan’ın gelecek seçimlerini de değerlendiren Seyyid Hasan Nasrallah, “Seçim dönemine tüm gücümüzle girmiş bulunuyoruz ve halihazırda da herhangi bir siyasi grubun seçimlerin ertelenmesini istediğini düşünmüyoruz. Karşılıklı ithamlarda bulunmak ülkenin ortamını daha da karışık bir duruma sürükleyecek. Kimsenin izole edilmesi doğru değil ve biz de buna karşıyız zira ortadaki en büyük gerçek, diyalog ve müzakere ile dışlanmama konusudur” diye konuştu.
Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri konuşmalarına şunları da ekledi: Günümüzde bölgede olup bitenler, ABD’nin planlarını gün ışığına çıkarıyor. Biz daha önce bunların hepsini açıklamıştık. Onlar DEAŞ’ın geri dönme ihtimalini bahane ederek Irak ile Suriye’deki varlığını sürdürmek istiyor. Halbuki tüm dünyanın bildiği üzere Trump’ın bizzat kendi itirafları DEAŞ’ın Amerika tarafından oluşturulduğunu gösteriyor. Iraklılarla Suriyeliler DEAŞ’ın geri dönüşünü engelleyecek ve ABD’nin bu konuda yaptıkları birer nifaktan ibarettir.