ErdoÄŸan ziyaretindeki koruma krizi ABD’den Türkiye’ye gözdağı mı?
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın Washington ziyareti sırasında yaÅŸanan koruma krizinin yansımaları, 12 korumaya yönelik dava açılacağı haberleriyle sürüyor. Gazeteci Åžardan, sorumlunun yetersiz tedbir alan ABD olduÄŸunu söylüyor. AK Partili Külünk’e göre ise Washington, ErdoÄŸan’ın ziyareti esnasında PKK ve FETÖ’yi kullanarak Türkiye’ye mesaj verdi.
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın Mayıs ayındaki ABD ziyaretinde yaÅŸanan ‘koruma krizi’ yeni bir boyut kazandı. ABD Temsilciler Meclisi DışiÅŸleri Komisyonu’nun, ErdoÄŸan’ın korumaları ve destekçilerine yönelik kınama kararı almalarının ardından Amerikan New York Times ve Washington Post gazeteleri, ErdoÄŸan’ın 12 koruması hakkında ‘protestocuları dövdükleri’ gerekçesiyle dava açılacağını yazdı.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın çıkan haberlere tepkisi sert oldu. ABD polisinin kendisini korumak adına hiçbir müdahalede bulunmadığını savunan ErdoÄŸan Washington yetkililerini “PKK terör örgütü ve FETÖ’cüler birleÅŸip; 40-50 metre mesafede ÅŸahsıma karşı gösteri yapıyor. Amerikan polisi hiçbir ÅŸey yapmıyor. Acaba benzer bir ÅŸey Türkiye’de yapılmış olsa tavır ne olurdu, düşünebiliyor musunuz?” sözleriyle eleÅŸtirdi. Öte yandan, ABD DışiÅŸleri Bakanlığı olayı ifade özgürlüğünü korumak olarak özetliyor. Peki konuyu ifade özgürlüğünü korumak olarak özetlemek sahiden mümkün mü? Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) İstanbul Milletvekili Metin Külünk’e göre konu ancak ‘ABD’nin ‘mesaj verme çabası’ ile açıklanabilir.
‘KORUMA KRİZİ ABD’NİN TÜRKİYE’YE YÖNELİK MESAJIYDI’
ABD yetkililerinin devlet baÅŸkanı seviyesinde bir resmi ziyaret esnasında ülkeye gelen konukların güvenliÄŸini saÄŸlamamış olduÄŸuna iÅŸaret eden Külünk, Sputnik’e yaptığı açıklamasında “ABD gibi dünyanın amiral gemisi olan bir ülkede olması gereken, büyük devlet psikolojisine uygun ve büyük devlet karakterini yansıtacak ÅŸekilde, ülkeye resmi ziyarette bulunan bir cumhurbaÅŸkanını büyük bir devlet edasıyla karşılamak ve ağırlamak olmalıydı. Bunun da olmazsa olmazı, uçaktan indiÄŸi andan itibaren konuÄŸun güvenliÄŸini saÄŸlamak. Ama ABD’de maalesef bunu göremedik” dedi.
Külünk “CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın son seyahatinde gördük ki ABD, Suriye’deki PKK terör örgütü üzerinden verdiÄŸi mesajı, diplomatik bir nezaketsizlik göstererek Washington’da PKK ve FETÖ terör ordusunun elemanlarını saygıdeÄŸer devlet baÅŸkanımızın yanı başına kadar sokulmalarına izin vererek tekrarladı. Olaylar, ABD’nin Türkiye’ye yönelik bir mesajıydı. ABD Türkiye’ye ‘sizi kendi sınırlarınız dışına çıkartmayız’ anlamına gelen bir mesaj vermek istedi” ifadelerini kullandı.
Son dönemdeki ABD politikaları göz önünde bulundurulduÄŸunda Washington’daki Türkiye BüyükelçiliÄŸi önünde yaÅŸanan koruma krizinin ÅŸaşırtıcı olmadığını söyleyen Külünk “Washington’da yaÅŸananların ABD’ye yakışmadığını söylüyoruz. Ancak ülkenin son dönemde izlediÄŸi stratejiye bakıldığında; belli ki ABD bu yaÅŸananları kendisine yakıştırıyor. Bunu kendine yakıştıran ABD’nin de PKK ve FETÖ’cülerle ilgili soruÅŸturma açmamış olması ve ErdoÄŸan’ın korumalarıyla ilgili tutuklama kararı çıkarmış olması sürpriz deÄŸil” diye konuÅŸtu.
Külünk “Umarım ABD yönetimi ‘bu hukuk mercilerini ilgilendiren bir durum’ gerekçelerinin arkasına sığınmadan Türkiye ile olan iliÅŸkilerde bir kriz gerekçesi olacak bu durumu ortadan kaldırır” diye ekledi.
‘SADECE ERDOÄžAN DEĞİL BÜYÜKELÇİLİĞİ DE KORUMALILAR’
ABD’de yaÅŸanan koruma krizini deÄŸerlendiren bir diÄŸer isim Gazeteci Tolga Åžardan Sputnik’e yaptığı açıklamada, ülkeler arasındaki temaslar sırasında cumhurbaÅŸkanı gibi devlet büyüklerinin korunmasına iliÅŸkin kriterlere uymanın önemine iÅŸaret ederek “Bu kriterler uluslararası anlaÅŸma ve sözleÅŸmelerin neticesidir. Liderlerin programları belirlendikten sonra iki ülkeden ortak katılımıyla güvenlik toplantıları yapılır. Program ışığında ülkeyi ziyaret edecek olan liderin programı dakika dakika incelenir ve ev sahibi ülke bu programa göre güvenlik önlemleri almaktan mesuldür” dedi.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın güvenliÄŸinin ABD’de kaldığı süre zarfında tamamen Washington’ın sorumluluÄŸunda olduÄŸuna iÅŸaret eden Åžardan “Bu gibi resmi ziyaretlerde, devlet büyüğünü koruyan korumalar gidilecek ülkeye istediÄŸi gibi silah sokamaz. Önceden ülkeye girecek silahlar tek tek kayıt altına alınır. Tabii koruma sayısı konusunda da tam bir özgürlük söz konusu deÄŸil, örneÄŸin bir lider kafasına göre 20 tane korumayla ülkeye giremez. Bu sıkı prosedürler de göz önünde bulundurulduÄŸunda, ABD’ye ziyarette bulunan devlet büyüğünün korunmasında büyük rol düşüyor” diye konuÅŸtu.
YaÅŸanan krizin sadece ErdoÄŸan’ın deÄŸil Washington’da bulunan Türk BüyükelçiliÄŸi’nin de en doÄŸru ÅŸekilde korunmamasıyla ilgili olduÄŸunu savunan Åžardan “Büyükelçilik binasının korunması da uluslararası anlaÅŸmaların bir gerekliliÄŸi. Halbuki ErdoÄŸan’ın geldiÄŸi gün tam da Büyükelçilik binası önünde böyle bir protesto gerçekleÅŸtiriliyor. Türk korumaların ne ÅŸartlarda müdahalede bulunduÄŸunu bilmiyorum ancak yerel güçlerin yetersizliÄŸi sonucu risk analizi yaparak böyle bir müdahale bulunmuÅŸ olmaları muhtemel” ifadelerini kullandı.
‘ABD 10 YERİNE 100 POLİS GÖREVLENDİRSEYDİ…’
ABD’nin daha sıkı önlemler alarak böyle bir krizin önüne geçebilmiÅŸ olacağını ifade eden Åžardan “Örnek veriyorum, 10 yerine 100 polis görevlendirilseydi yani güvenlik yetersiz kalmasaydı Türk korumalar müdahalede bulunmak zorunda kalmayacaktı” dedi.
Olayın halihazırda gergin olan Türkiye-ABD iliÅŸkilerine olumsuz etkisi olduÄŸunu savunan gazeteci “Bundan sonraki süreç de önemli. Süreç korumaların ceza alması veya soruÅŸturmanın takipsizliÄŸiyle sonuçlanacak. Ancak Washington korumalar hakkında kırmızı bültenle yakalama kararı yayınlarsa, korumaların ABD veya bir baÅŸka ülkeye giriÅŸi sorun olabilir. Ama inancım o ki, iki ülke arasındaki bu sorun gerginlik daha da büyümeden bazı pürüzlerin giderilmesiyle halledilecektir” diye ekledi.