Ray el-Yavm gazetesinin editörü Abdul Bari Atvan, IŞİD terör örgütünün şuan bulunduğu durumu ve kaybettiği bölgeler ile ilgili şöyle yazdı: ‘’IŞİD terör örgütünün Irak’ta ve Suriye’de sözde hilafet merkezi sayılan Musul ve Rakka’da yenilgi haberi yayınlanıyor ancak dikkat etmemiz gereken konu; söz konusu iki şehrin IŞİD terör örgütünden geri alınması, bu örgüte karşı savaşın sona erildiği anlamına gelmiyor.’’
Atvan gazetedeki açıklamasını şöyle sürdürüyor: ‘’Iraklı güçlerin eski Musul’un kalbinde yer alan el-Nuri camisini kontrol altına alması, IŞİD terör örgütünün Irak’taki başkentini kaybetme üzere olduğunu ve öte yandan Suriye’de ise Rakka’yı kaybedeceğini gösteriyor.’’
Ebu Bekir el-Bağdadi 2014 yılında Musul’un el-Nuri camisinde İslami hilafet ilan etmişti ve bu konu Ortadoğu bölgesinde büyük bir depreme yol açmıştı ancak görünüşe göre, bu sözde İslami hilafet sonuna yaklaşıyor. Birçok kişi IŞİD terör örgütünün olduğundan daha fazla büyük gösterildiğine inanıyor, bu doğrultuda ABD’nin 60 ülke ile IŞİD’e karşı koalisyon oluşturması da etkili olmuştur, aynen zamanında Irak ordusu konusunda da uyguladığı siyaset.
Öte yandan ABD’nin IŞİD terör örgütü sayesinde Suriye ile Irak’a ve genel olarak Ortadoğu’ya girdi ve 5000’i aşkın askeri Iraklı güçlerin eğitimi altında bu ülkeye gönderdi ve bu konuyu Irak’ın devletini ikinci kez değiştirmek için ve Nuri el-Maliki hükumetini tayfacılık ve fesat bahanesi ile devirmek için kullandı.
IŞİD terör örgütünün Musul’da ve el-Rakka’da yenilgiye uğradığı haberler ile beraber akıllarda iki soru canlanıyor.
Birincisi, söz konusu terör örgütünün başta Ebu Bekir el-Bağdadi olmak üzere liderlerine ne olacak?
İkincisi, bu örgütün geleceği ve seçenekleri nelerdir?
Birinci soruya yanıt olarak, el-Bağdadı ile IŞİD terör örgütünün istihbarat Bakanı sayılan Ebu Muhammed el-Adnani ve Savunma Bakanı sayılan Ebu Ömer Çeçeni dışında bu terör örgütünün diğer liderleri geçtiğimiz 3 yıl boyunca TV’de ve genel olarak medyada kendilerini göstermemişler ve isimleri bile bilinmiyor, dolayısıyla şuan yaşanılan savaşlarda bu liderlerin öldürülmesi takdirinde onların kimliğini bulmak zor olacaktır. Bildiğimiz gibi Ebu Bekir el-Bağdadi’nin yaralandığı veya öldürüldüğü ile ilgili şimdiye kadar birçok haber yayınlandı, söz konusu haberlerden sonra Ebu Bekir el-Bağdadi’nin hiç bir yerde görünmemesi, haberleri doğruluyor.
Öte yandan söz konusu liderlerin kaldığı yer sürekli gizli tutulmuştur ve kimse onları tanımaksızın birçoğunun Irak ve Suriye dışına gitmiş olması mümkündür.
IŞİD terör örgütünün el-Rakka ve Musul’da yenilgiye uğradıktan sonraki seçenekleri arasında şunlar yer alıyor:
Bir: Bu terör örgütünün yenilgiyi kabul edip, IŞİD’in dağıldığını itiraf etmesi. Bu seçenek yüksek bir olasılığa sahip değildir.
İki: IŞİD terör örgütü üyeleri Irak ve Suriye’de yer altı ve gizli faaliyetlere meşgul olup, özellikle terör operasyonlarına odaklanabilirler. Bu seçeneğin olasılığı daha fazladır.
Üç: Örgüt üyelerinin birçoğunun Üç yıl önce biat ettikleri bölgeye geri dönmeleri, bu bölgelerin arasında başta Mısır’da Sina, Afganistan’da Horasan ve Yemen ile Libya ve bir kaç diğer bölge yer alıyor.
Görünüşe göre, IŞİD terör örgütü liderleri de işgal altında tuttukları şehirleri, kaybedeceklerini ve savaşlarda yenileceklerini çok iyi biliyorlar.
Buna rağmen IŞİD terör örgütünün Musul’da ve Rakka’da yenilmesi bu terör örgütünün sonu anlamına gelmez, belki bu örgütün yeni ve daha tehlikeli bir merhaleye girdiği anlamına gelir çünkü bu grup kendi aşırıcı düşünce tohumlarını kısa bir süre içerisinde güçlü bir şekilde dağıttı.
Bu analizleri değerlendirdiğimizde sonuç alabileceğimiz konu, bu terör örgütüne karşı savaşın, Musul ve Rakka’da IŞİD’in yok olması ile bitmeyeceğini ve farklı bir şekilde devam edeceğini anlıyoruz.
