Körfez ülkelerinin Katar’a uyguladığı yaptırımların ardından İran devreye girerek, Doha’ya gıda sevkiyatlarıyla destek çıktı. Bazı gözlemciler, Tahran’ın Katar’a askeri ve askeri-teknik destek sağlıyor olabileceğini de ileri sürüyor. Ancak bu ‘farazi’ silah sevkiyatları Katar’a Suudi Arabistan gibi bir ülkenin karşısında ne kadar şans bırakır?
İran’ın bazı ülkelere hafif silah, mühimmat, havan topu, çok namlulu roketatar sistemleri gibi çeşitli silahları ihraç ettiği biliniyor. Ancak Doha’ya bu tür silahlar satılıyor olsa bile, Katar’ın bir tek Suudi Arabistan’la dahi başa çıkması çok zor görünüyor.
Konuyla ilgili konuşan Rus siyaset uzmanı Vladimir Sajin, bu konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Sajin, “İran hemen Katar’a destek çıktı. Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad El Sani ile İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani arasında yapılan telefon görüşmesinde Ruhani, Şeyh El Sani’ye İran’ın ‘Katar’ın yanında olacağını’ belirtti. Ancak bu farazi silah sevkiyatları Katar’ı Suudi Arabistan gibi bir ülkeyle olası bir çatışmada kurtarır mı? Zor görünüyor” diye konuştu.
‘SUUDİ ARABİSTAN ORDUSU SEFERBERLİK HALİNDE, 5.9 MİLYON KİŞİYE ÇIKABİLİR’
Sajin, Katar’ın tüm silahlı kuvvetlerinin 12 bin 500 askerden oluştuğunu, seferberlik kaynaklarının tümüyse 324 bin kişi olduğunu, oysa Suudi Arabistan’ın seferberlik halinde ordusunu 5.9 milyon kişiye çıkarabileceğini savundu.
RİYAD’IN KATAR’A KARŞI ASKERİ ÜSTÜNLÜK KULLANMASI DÜŞÜK BİR OLASILIK
Riyad bu askeri üstünlüğünü Katar’a karşı kullanacak mı? İleride gerilim daha da artacak gibi dursa da bu, düşük bir olasılık gibi görünüyor. Ankara, Katar’daki askeri üssüne 5 bin asker gönderdi. Mısır yönetimi, bölgedeki durumu kontrol etmesi ve gereklilik durumunda anında müdahale etmesi amacıyla Basra Körfezi’ne bir firkateyn gönderme kararı aldı. Fakat tüm bu eylemler, büyük bir olasılıkla devreye alınmayacak bir güç gösterisine benziyor. Analistler, Doha’ya karşı oluşturulan koalisyon güçleri ile Katar, Türkiye ve İran birleşik gücüne karşı gibi gerçekçi alternatifleri değerlendirmek zorunda olsa bile, böyle bir durumun bölgesel bir krizden çıkıp dünya felaketine dönüşebileceğinin de unutulmaması gerekir.
Geriye Arap dünyasındaki iç çatışmaları ve aynı zamanda Arap-İran, Sünni-Şii ihtilaflarını da içeren bu barut fıçısının bir anda patlayıp, tahmin edilemeyecek sonuçlara yol açmamasını ummak kalıyor.