Russia Today (RT), Hamas’ın Filistin-İsrail çatışmasındaki rolüne ve önemine dikkat çekti. Hamas, başta Şeyh Ahmed Yasin olmak üzere Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) liderleri tarafından 14 Aralık 1987’de kuruldu. Askeri gücündeki artıştan sonra örgüt, 1992’de İzzeddin el-Kassam Tugayları adıyla, silahlı bir direniş kanadı oluşturdu.
Diğer yandan Batı’da, Hamas’ın İsrail karşıtı ve antisemitik bir örgüt olduğu görüşü benimsendi. Örgüt İsrail, ABD, Kanada, Avrupa Birliği’nde (AB) ve Japonya’da terör örgütü kabul edildi.
2006 yılında Filistin’de yapılan meclis seçimleri, Hamas’ın gelişiminde yeni bir sayfa açtı. Hamas, 2006’da Filistin meclis seçimlerinde aldığı oylarla iktidara gelmiş ve hükümet kurmuştu. Fetih hareketi bunun ardından siyaset sahnesini Hamas’la paylaşmak zorunda kaldı. Fetih’in tepkisinin yanı sıra ABD, AB ve İsrail de seçim sonuçlarını tanımadı.
BİR YIL İÇİNDE İKİ TARAFTAN 600 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
İki örgüt arasında giderek sertleşen rekabet, tarafların arasında çatışmalara ve çok sayıda yol kaybına yol açtı (RT’nin verilerine göre bir yıl içinde iki taraftan yaklaşık 600 kişi hayatını kaybetti). Neticede Filistin toplumu da ikiye bölünmüş oldu. Mücadelenin sonucunda Gazze Hamas’ın, Ürdün Nehri’nin batı kıyısıysa el Fetih’in kontrolüne geçti.
Öte yandan İsrail, Hamas’ın zaferine son derece olumsuz tepki vererek, Gazze’ye abluka uyguladı ve böylelikle orada yaşayan 2 milyon kişinin durumu önemli ölçüde zorlaştı. Birleşmiş Milletlerin (BM) verilerine göre sürekli olarak su, elektrik, yakıt ve ilaç sıkıntısının çekildiği bölgenin 2020’ye kadar ‘ıssız bölgeye’ dönüşme riski bulunuyor.
‘İŞGALE KARŞI’
Hamas örgütü, kuruluşunun 30. yıldönümü dolayısıyla dün, faaliyetlerinin yalnızca ‘Filistin halkının çıkarları’ üzerine kurulduğunu ifade eden bir mesaj yayınladı. Mesajda, “Entelektüel ve siyasi imkânların geliştirilmesinin yanında Hamas hareketi, Filistin’de direniş projesinin hayata geçirilmesi için sağlam bir temel atmayı da başardı. Hamas daha çok düzenli ordu şeklinde, askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları ise Filistin halkını ve haklarını koruma davasında ‘sivri uç’ oldu” ifadelerine yer verildi.
Hamas, İsrail’in dışında dünyanın hiçbir devleti için tehdit oluşturmadığını, örgütün liderleriyse terör örgütü imajının sadece ‘Filistin topraklarındaki işgale karşı’ verilen mücadele nedeniyle ortaya çıktığını ileri sürüyor.
‘GENEL PROTESTONUN İFADESİ’
Rusya Ulusal Ekonomi ve Kamu Yönetimi Akademisi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nden Doğu Bilimleri uzmanı Doç. Dr. Sergey Demidenko, RT’ye verdiği demeçte Hamas hareketinin marjinal bir gruptan Filistin toplumunun önemli bir kesiminde popülerlik kazanan çok etkili siyasi bir güce dönüştüğünü söyledi.
Demidenko, “Hamas bir taraftan İsrail’e karşı amansız bir tutum sergilerken, diğer yandansa dini normların uygulanmasının peşinde değil, dolayısıyla artık İslami örgüt olmaktan çıktı. Hamas daha çok milliyetçi tutum benimsemiş durumda, fakat örgüt, şu anda aldığı desteği kaybetme çekincesiyle İslamiyet’ten resmen vazgeçmeyecek” diye konuştu.
Rus uzman, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınması kararının ardından Hamas’ın Yahudi devletine karşı 3. İntifada’yı başlatmış olduğunu duyursa da, örgütün tehditlerinin kapsamlı silahlı bir çatışmaya dönüşmeyeceğinden emin olduğunu da sözlerine ekledi.
Demidenko, “Bu durum, Filistin toplumunun genel protestosunun ifadesi. Üçüncü İntifada’nın hayal ürünü olmanın ötesine geçmeyeceğini düşünüyorum. Hamas’ın farklı bir açıklama yapacağını düşünmek zor. Objektif olmak gerekirse, Trump’ın açıklaması mevcut durumu pek te değiştirmeyecek” ifadelerini kullandı.
FİNANSAL DESTEK
Batılı kaynaklara göre Hamas’ın üye sayısı yaklaşık 20 bin kişi. İsrail ordusu son 30 yıl boyunca ateşli silahlarla, bomba ve roketatarlarla donatılmış olan grubun tesislerine saldırılar düzenliyor ve liderlerini hedef alıyor. İddialara göre Hamas, Katar ve İran’dan mali destek alıyor. Örneğin, Forbes’in tahminlerine göre İran şimdiye kadar örgüte 1.3 milyar dolar destekte bulundu.
Konuyu değerlendiren Demidenko, “Yaklaşık olarak 2015-2016’ya kadar Hamas’ın başlıca sponsoru Katar’dı, fakat sonrasında emirlik, Suudi Arabistan’a karşı yakınlaşma ortamında etkisinin bir kısmını İran’a bıraktı. Şu anda Tahran ve Doha, Riyad’ın Hamas’ı etkileyebileceği çekincesiyle örgütü yaklaşık olarak yarı yarıya finanse ediyor” diye konuştu.