بسم الله الرحمن الرحیم
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَث۪يراً مِنَ الظَّنِّۘ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضاًۜ
” Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır. Gizlilikleri araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın.”
Son birkaç yıldır bazı kesimler tarafından sosyal medyada genel olarak saygıdeğer ulemamıza karşı yıpratma çalışmaları başlatılmıştır.
Elbette ki bir gün herkes kendi yaptığının karşılığını bulacaktır.
Bu yıpratma olaylarından birisi de Türkiye Caferileri Lideri Sayın Selahattin Özgündüz Hocamıza yapılmaktadır.
Malumunuz üzere 27 Nisan Cumartesi günü Iğdır ilimizin Tuzluca ilçesinde Hz. İmam Mehdi’nin (a.c.f) mübarek viladetlerini kutlama programında yapılan konuşmadan sadece ufak bir bölümünü makaslayarak piyasaya servis edenlerin amaçları muğrizane ve fitneden başka bir şey değildir.
Hiç kimseden herhangi bir menfaat gözetmeden ömrünü vilayet ve imamete adamış, bu yolda hapislere düşerek işkenceler görmüş birisine Müslümanlığa yakışmayan çirkin ifadelerle iftira atanlar şunu iyi bilmelidirler ki asla ve ebeda Şeytani plan ve hedeflerine ulaşamayacaklardır.
Söz sahibine iadedir.
Şunu hatırlatmakta da yarar vardır ki bu konuşmaya tepki gösterenler ne hikmetse Vahhabilerle bile vahdet yaparım diyen zavallılar karşısında adeta gaflet uykusuna dalmışlardı.
Unutmamak gerekir ki Ömrünü Vilayete adamışları yıpratmak isteyenler kendi çamurlarında battıkça batmaktadırlar.
Türkiye’de yüce mektebimizin yükselmesinde emektar olan Değerli Liderimiz ve dava arkadaşları zerre kadar bile olsa vilayet ve imamet, ismet ve taharet makamlarını savunmakta asla ve asla taviz vermediler ve bundan sonra da vermeyeceklerdir inşaallah.
Ve yine kendi çıkar ve menfaatleri için Ehl-i Beyt (a.s) kapısından Muaviye kapısına geçip nemalanmak için de Meraciden icazet alma peşinde olmadılar aksine hep dik duruş sergilediler.
Ve yine unutmamak gerekir ki, ülkemizde Ezan-ı Muhammedi’nin okunuşu ile Aşura-yı Hüseyni’nin alenen yapılmasını sağlayan, Özgündüz ile dava arkadaşlarının hiçbir şeyden taviz vermeden tüm tehlike ve zorluklar karşısında sergilemiş oldukları dik duruş neticesindedir.
Yüce Rabbimiz Kuran-ı Kerim’in de bizlere ” Birbirinize karşı Şefkatli ve merhametli olun” diye buyurmuyor mu?
Peki “Kitabımız Kurandır” diyen bizler ne yapıyoruz?
Acaba nefsimize, hava ve hevesimize yenilerek tam da bu ayetin tersine amel etmiyor muyuz???
Son olarak tekrar dile getiriyoruz ki, ağızlarından adeta salya akan edepten yoksun bir takım insanların bu mektebe ömrünü adamışlara hakaret, iftira vb. gibi çirkeflikleri yapmalarının, sadece ve sadece kendilerine yakışık kaldığı ortadadır.
Bu tür muğriz ve mübteziller keşke burada gösterdikleri tepkiyi Muaviye kapısından nemalanmak isteyenler ile Gulatçılara karşı da gösterebilselerdi.
Elbette programda yapılan konuşma hakkında görüş belirtenlerin o bölgede Gulat tehlikesinin vehametini de unutmamalarını tavsiye ederiz.
Evet, üzülerek belirtmek isteriz ki, Türkiye’de Şia’nın bir bütün olmasını istemeyen güçler bizi parçalar haline getirmek için büyük çaba sarfediyorlar.
Ve maalesef Iğdır’da alimsiz bir toplum oluşturma çabaları ise had safhada!
İstanbul’un bazı bölgelerini delik deşik ettikleri bir vaka, ancak Zeynebiye oluşumunu parçalama girişimleri yıllardır hep akamete uğramıştır. Her olaydan yararlanma fırsatı kollayan zavallı çevreler amaçlarına ulaşamamıştır.
Ve bugün de Sayın Özgündüz’ün bu konuşmasını fırsat bilen aynı güruh bir linç girişimi başlatmışlardır. Ömrünün 50 yılını Ehl-i Beyt velayetini savunmakla geçirene insafsızca vurmak sözü edilen planın bir parçasıdır.
İyi bilinmelidir ki, Sayın Özgündüz hepinizden daha fazla bu mektebe hizmet etmiştir, onun samimiyetinde asla şüphemiz yoktur. Dolayısıyla kimseye de ezdirmeyiz.
Havza eğitimi görenlerden ilmi tartışma beklerdik ama ne var ki bazıları avamlar gibi söverek ön yargıyla hareket edip kasıtlı olduklarını ortaya koymaları bizleri derinden üzmüştür.
Konuşmanın önünü arkasını kırparak amaçlarına hizmet edecek kısa bir bölümü her yere servis etmeleri yukarıda bahsettiğimiz planın bir canlı şahidi durumundadır.
Akl-i Selim insanlara şunu sormak gerekir ki, Kuran-ı Kerim’de Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor;
لَا تَقْرَبُوا الصَّلَاةَ وَأَنتُمْ سُكَارَىٰ
ayetinin bir bölümünü alıp diğer bölümün kesersek nasıl bir anlam taşımış olur acaba?
Bilinmelidir ki, Hz. Peygamberin (s.a.a) ve Mutahhar Ehl-i Beyt’i (a.s) ve Özellikle Hz. İmam Ali (a.s) hakkındaki düşüncemiz Peygamber Efendimizin de buyurduğu gibi Mutahhar Ehl-i Beyt ile kimsenin kıyas edilemeyeceğidir.
لا یُقاسُ بآل محمد احد
“Muhammed’in (s.a.a) Ehl-i Beyt’i ile kimse kıyas edilemez”
Veya Emir-ul Müminin Hz. İmam Ali’nin (a.s) buyurduğu gibi onlar dinin temeli ve gerçek inancın direğidirler.
«لا يُقاسُ بِآلِ مُحَمَّد (ص) مِنْ هذِهِ الاُمَّهٍ اَحَد و لا يُسَّوي بِهِمْ مَن جَرَت نِعْمَتُهُم عَلَيْهِ اَبَداً هُمْ اَساسُ الدَّينِ ”
“Bu ümmetten hiçbir kimse, Hz. Muhammed’in (s.a.a) soyuyla kıyaslanamaz. Onların nimetlerine ulaşan kişi ile asla eşit olamaz. Onlardır, dinin temeli, gerçek inancın direği.”
Kendi mukaddesatımıza sahip çıkarken Yüce Rehberimiz ve diğer meracii taklidin de (Allah uzun ömürler versin) buyurdukları gibi başkalarının mukaddesatına da saygısızlık yapmayı doğru bulmuyor ve yapanları da kınıyoruz.
Sosyal medyada da duyurulduğu gibi rahatsızlık uyandırılan bölümlerle ilgili olarak Değerli Liderimiz Sayın Özgündüz 03 Mayıs Cuma günü gerekli açıklamalarda bulunacaklardır.
Yüce Rabbimiz kendilerine İslam’a hizmet eden ulemalarımızla birlikte sağlık ve sıhhat buyursun.
Vesselâm u aleykum verehmetullah.
Caferi Alimler Birliği
02.05.2019